• slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
  • slayt
EKONOMİK DÖNÜŞ(ÜM)

İnsan için dünyevi hayatın en önemli iki konusu var. Birisi sağlık birisi ekonomidir. Sağlık bozulana kadar hatırlanırken, ekonomi ise her an aklımızda olan daha önemli bir kavram durumunda.

Son yıllarda hem dünya hem de ülkemiz nezdinde ciddi ekonomik sıkıntıların yaşandığı malumumuz. Gelinen noktada yaşanan ekonomik sıkıntılar hayatımızın her anına ciddi şekilde nüksetmeye başladı. Enflasyon canavarı denilen görünmeyen ama hissettiren düşmanın etkisinden tam kurtulmuştuk derken daha yıkıcı bir şekilde tekrar hayatımıza girmeyi başardı.

Ekonominin geldiği noktayı, neden böyle olduğunu, sebepleri ve sonuçları her şeyden anlayan! uzmanlara bırakıyorum. Türkiye’nin son yüzyılda geçirdiği tüm ekonomik sorunların temelinde yatan nedenin üret(e)memekten geçtiğini düşünenlerdenim. Üretememenin de sebepleri var ama ayrıntısını yine uzmanlara bırakmak istiyorum.

1980li yıllarda Kemal Sunal, Şener Şen, Metin Akpınar, Zeki Alasya gibi film aktörlerinin başrol oynadığı bir çok filmin günümüzde de hala izlenmesinin sebebi nedir sizce? Hatta  bir kez değil belki onlarca kez izlememizin sebebi? Hayatımızdan izler olması diyebilir miyiz? 1975-1985 arası çekilen filmlerde işlenen konuların çoğunluğu ekonomiye dayanıyor. Kendi yaşantımıza daha yakın gördüğümüz filmlerdi. Geçim sıkıntısı, zamlar, işsizlik, zenginlik hayali vs. O yıllarda çekilen filmleri izlediğinizde bugün de tekrarlayan aynı sıkıntıları görüyoruz. Hatırlarsınız Kemal Sunal’ın Orta Direk Şaban filminde her gün zeytini alıp ekmek banıp yerine koyduğu sahneyi. Her gün gelen zamlarda artık zeytin yiyemeyen kişiyi canlandırıyordu. Bu sahne film gereği abartıydı tabiî ki ama bugün gelinen noktada her zamankinden daha fazla insanların geçim sıkıntısından dem vurduğuna şahit oluyoruz. Türkiye’nin ekonomi alanında başta olmak üzere bir çok alanda hamle yaptığı, sıcak paranın Türkiye’ye aktığı ve herkesin her şeye ulaşabildiği bir ekonomik modelden, ekonomik krizlerin olduğu o günlere doğru bir dönüş mü yaşıyoruz yoksa farklı bir ekonomik hayata alışacağımız bir modele dönüşüm mü yaşıyoruz? Onu zaman gösterecek ama umarım bugünki sıkıntılar geçicidir ve tez zamanda bu sıkıntılardan kurtuluruz.

Dönüş kavramı dönmek, vazgeçmek anlamına daha yakınken Dönüşüm ise değişikliğe, farklı bir şeye geçişi ifade ediyor. Türkiye 2001 de Kemal Derviş ekonomik modelini 2008’e kadar sürdürürken 2013’e kadar bu modelin etkisini gördü. Ekonomik krizden çıkan bir ülke, yeni hükümete duyulan güvenle de yatırımcıların odak noktası oldu. Her alanda yapılan gelişim ve değişimin etkisiyle halkın teveccühü artarak devam etti.  Bu etkinin azaldığını görürken yapılan ekonomik modellemelerin, tercih edilen sistemin bugüne kadar etkisini sürdüren bir modelden dönüş, farklı bir modele dönüşüm olduğunu söylemek daha isabetli olur. Ama bu dönüşümün şu ana kadarki sonuçlarının ilerisi için bir ipucu verdiğini, başarılı olma noktasında sonuç alamayacağı birçok ekonomist tarafından dile getirildi.

Türkiye’nin sanayi ve ticaret alanında büyümesinin yanında tarım ülkesi olmasının ihmal edildiğini düşünüyorum. Her ne kadar birçok alanda gelişim gösterildiği, yenilik getirildiği ve tarımın desteklendiği söylense de rakamsal ifadeler kullanılsa da gerçek hayatta bunun yansımadığını görüyoruz. Tarım alanında ciddi bir reformun yapılması, sistemsel ve denetlenebilir bir modele geçilmesi, gerekirse ülkenin refahı ve çıkarları için zorunlu tarım uygulamalarının yapılmasının doğru olacağını düşünenlerdenim. Gelecek ne kadar sanayi ve teknolojideyse bir o kadarda Gıda da olduğunu unutmamak lazım.

Herşey Gönlünüzce olsun.

Vesselam.



Sait Sadi MOLA

Okunma Sayısı: 618


3.133.108.241








YAZARIN DİĞER YAZILARI

Kastamonu Tosya Aşağıdikmen Köyü

© Copyright 2022  V4.1 Tüm Hakları Saklıdır. | Dernek Sitesi | Köy Sitesi


Top