Kastamonu doğal güzellikleriyle, tarihi yapılarıyla, Üniversitesiyle, manevi iklimine katkı sunan büyük zatların türbesiyle zengin bir ilimizdir. Takdir edersiniz ki bütün zenginlikler insanla anlamlaşır. İnsan manevi, düşünsel, maddi anlamda zengindir ama farkında değildir, bir coğrafya her acıdan zengindir, doğal olarak güzeldir, ama gidip görülmediğinde, tarihi külliyeleri, konakları, türbeleri ve türbelerinde yatan büyük zatları vardır, kıymeti bilinmediğinde, o türbelerde yatan zatların neden büyük zatlar olduğu merak edilmediğinde, denizinden ne balık tutarak nede güneşinden yararlanarak yararlanılmadığında, milli parklarını merak edipde bitki ve hayvan çeşitliliğini araşmadığımızda, görmediğimizde, hem büyük şehirlere yakınlığı, hem denize yakınlığı, hemde Üniversite merkezi kampüsünün aşağı yukarı genlerin beklentilerine cevap verdiği ama büyük şehirlerin karmaşasına alışmış gençlerin Kastamonu’yu çok sakin bulmalarından dolayı, örneğin Ankara’daki üniversitelere göre daha az tercih etmeleri, Oysaki Ankara’nın en uzak noktasından merkeze 1-1,5 saatte gidilebilirken Kastamonu kendi aracınızla 2,5-3 saatte, otobüsle de 3-3,5 saatte gidebileceğimiz bir yer.
Bütün bunlara insan anlam katar demiştik, öncelikle Kastamonulular yani bizler bu değerlerimizin farkına varacağız, bunlara sahip çıkacağız, bunları ülkemizin diger yerlerinde yaşayan insanlara tanıtacağız. Onlar ilimizdeki bu değerlerimizi görmeye geldiğinde, iyi karşılayacağız, iyi misafir edeceğiz, Şeh Şaban’ı veli H.z lerinin ifadesiyle “gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle, her işiniz güle güle olsun” ilimizi gezdiğinizde görecek, Kastamonu’dan ve Kastamonuludan memnun ayrılacak, ne güzel bir yer, ne güzel bir toplum diyerek bizim ilimizin tanıtımı devam edecek ilimize gelip memnun olanlar aracılığıyla.
Tanıtım dediğimizde üzerinde biraz duralım isterseniz. Tanıtımda üçayağı vardır, bir herhangi bir şey, bir konu, bizim konumuz Kastamonu güzellikleriyle var, iki mesaja dönüşmüş bir iletişim ve ulaştırma kanalları, üç konumuzun tanıtımını yapacağımız hedef toplum böylece tanıtım sağlıklı olur. Ben bize Kastamonululara bakıyorum bu kadar güzel bir ilde doğmuşuz, ekmeğini yemiş suyunu içmişiz, konumuz olan ilimizin bu kadar güzel olmasına rağmen bunu mesaja dönüştürerek duyurmamız gereken hedef kitle topluluklara duyurmuyoruz. Yani un var, yağ var, şeker var ama helva yapmasını da biliyoruz( Kastamonu çekme helvasından dolayı) yapmıyoruz. Deniz var mı var, dağıyla, yaylasıyla, milli parklarıyla, kanyonlarıyla, şelaleleriyle, göletleriyle doğal güzellik var mı var, tarihi yapıları, türbeleri, konakları var mı var, üniversitesi var mı var, neden tanıtmıyoruz. Burada yaşayan insanlara, buradaki kamu kurum ve kuruluşlarına buradan sesleniyorum her kişinin bir amacı vardır, her kuruluşunda kuruluş amaçları var. Yol yapmak, eğitim yapmak, sağlık vermek, güvenlik sağlamak, sicil kayıtları tutmak gibi vs.. vs Her Kastamonulunun da amaçları arasında ilini tanıtmak olmalı diye düşünüyorum. Şapkamızı önümüze koyarak biz kendimize düşeni yapıyormuyuz? Sorusunu çok içten sormalıyız, cevabına görede hareket etmeliyiz.
